31 Temmuz 2017 Pazartesi

Bir Yükseliş'in Hikayesi

Yükseliş'in Şanı
Yeni bir sayfa - 1.SEZON 1.BÖLÜM
İstanbul'da sabah ezanı okunuyordu her taraf aniden aydınlandı. Mustafa Han terlemiş bir biçimde uyanmıştı kalktı terasta olan çeşmeye ilerledi. Mustafa Han kendi kendine:
-Hayırlara vesile olsun inşallah. dedi.
Elini yüzünü yıkadı arkasına baktığında sanki ateş böcekleri uçuşuyormuş gibiydi neredeyse tüm İstanbul sabah ezanları ile uyanmıştı. Mustafa Han namazını kıldıktan sonra masasına geçerek son olan olaylara bakmaya başladı. Avrupa karışmıştı Prusya devleti ile Lehistan Avusturya İmparatorluğuna saldırmıştı. Mustafa Han gülemeden edememişti. Bu sırada Şeyhülislam Umut Efendi içeri girdi. Mustafa Han:
-Hah Umut Efendi gel terasa anlatacaklarım vardır.
Umut Efendi genç yaşta olmasına rağmen ilmi ve irfanı ile çok başarılı bir alimdi kısa zamanda bu ilmini geliştirerek Şeyhülislamlığa kadar çıkmıştı. Umut Efendi:
-Beni çağırtmışsınız Sultanım. Dedi. Mustafa Han:
-Evet Umut Efendi rüyamda Nemçe Kralı Leopold ile kılıç kılıca cenkte idim aniden kılıç düştü kılıcı kaldırmaya çalıştım lakin çok ağırlaşmıştı bu sırada Leopold tam darbe indirecek iken kılıç hafifledi ve müdahale ettim. Umut Efendi:
-Sultanım rüyanız hayırlıdır. Mustafa Han:
-Nasıl yani? Umut Efendi:
-Sultanım büyük hayırlı işler yapacaksınız lakin bunda zorlanacaksınız. Mustafa Han:
-Peki senin tavsiyen nedir? Umut Efendi:
-Sultanım Divandan başlamanız Paşalar kendi aralarında büyük bir çekişme içerisinde Divanı temizlenmesi en makbul olanıdır.
Mustafa Han başını sallayarak Umut Efendi ile uzunca bir süre konuşmaya devam ettiler.
REVAN
Revan ise karışıktı Gürcülerin düşmancıl tavırlara girmeleri ve sınırlarda sürekli çatışmaların olması Ömer Paşa'yı oraya itmişti.
Ömer Paşa birlikleri ile Revan'a vardı kapıdan girer girmez atından indi ve konağa doğru ilerlemeye başladı bir yandan eldivenlerini ve hançerini çıkartıyordu yanına Tüfekçizade Ahmet Ağa geldi. Ömer Paşa:
-Durum nedir? Tüfekçizade:
-Paşam küçük çapta saldırılar başladı ancak tamamen yüklenmediler. Ömer Paşa:
-Derhal ağaları toparla konuşmamız gereken bir mevzu var. Tüfekçizade Ahmet Ağa:
-Emredersiniz Paşam
Bir süre sonra tüm bölük komutanları konakta toplanmıştı. Ömer Paşa hızlı bir soru sordu:
-Önden size haberciler ile kale yapımına başlamanızı söylemiştim durum ne? Topçu Ocağının Ağası Yahya:
-Paşam emri alır almaz zaten halkında desteği ile küçük toplarla kaleyi destekleyeceğiz. Ömer Paşa:
-Güzel! Ağalar buraya kalenin yapımı hakkında tamamen konuşmaya gelmedim. Bilmektesiniz ki Moskof kafiri ile olan savaş belimizi büktü bölgeden çokta fazla destekte alamadım. Ancak onların saldırmalarını beklemeden onlara bir süpriz yapmak gerekmektedir. Hasan Ağa:
-Paşam aklınızdaki nedir? Ömer Paşa:
-Kumandanları olan Lazaros'u toprağın altına gömmek.
Bir anda sessizlik oluşmuştu ağalar birbirlerine bakıyordu sonra bir anda herkes:
-Paşam sen bize ölmeyi emret ölelim. diye bağırışmaya başladı. Ömer Paşa:
-Sessizlik! diye bağırındı. ve devam etti. Ben zaten birini seçtim.
(https://www.youtube.com/watch?v=6gPEX-narxA&t=1s)
Ömer Paşa Tüfekçizade Ahmet'e baktı:
-Haydi görelim senin tüfek ile hünerini yanına bir kaç kişi daha al. Tüfekçizade eğilerek:
-Emr-u Ferman Paşamındır.
İSTANBUL
Bir çocuk ile esnaf koşturuyordu çocuk koşarken aniden bir adama çarptı çırpınmaya çalıştı ama adam onu sıkı yakalamıştı esnaf:
-Sağ olun beyim. Gel buraya seni eşek sıpası kadı efendiye. Adam:
-Dur hele küçücük çocuktur ben alakadar olurum onunla.
Adam yanında olan adama kafa işareti ile parasını vermesini istedi. Adam parayı attı. Esnaf parayı alarak kendi tezgahına gitti. Adam eğildi:
-Çocuk, senin anan baban falan yok mudur? Çocuk:
-Anam sizlere ömür babam kahvehanede. Adam:
-Götür bakam bizi kahvehane'ye
Çocuk adamları kahvehane'ye götürdü ve işaret ederek babasını gösterdi adam yaklaştı. Adam:
+Bu sabinin babası sen misin? Oturan adam:
-Evet benim ne olmuş? Adam:
+Az evvel hırsızlık yapar iken yakaladım.
Oturan adam aniden kalktı kızgın bir ifade ile çocuğa yürürken:
-Beceriksiz velet! Ne hali varsa görsün çeksin cezasını. dedi. Tam elini kaldırıp vuracak iken diğer çocuğu getiren adam diğer adamın kolunu tuttu sinirle:
+Bre deyyus! Senden ala ceza mı olur bu çocuğa? Adam:
-Git işine bre adam! Kemiklerini kırmadan defol git. Adam:
+Evvela senin cezanı verelim de öyle gideriz.
Diğeri gülmeye başladı:
-Güldürme beni.
Bunu der demez öyle bir tokat yemişti ki bir anda kendi masasında olan kahveleri döktü. Biri yumruk atayım derken adam sol eli ile bloke edip yumruk atmaya çalışanın karnına vurmaya başladı ve tam diğeri saldıracak iken onun üzerine atarak ikisi birden yere yığılmıştı. O anda pasparlak bir kılıç çıktı meydana işte o gülen adam bir anda elinin tek bir hamlede kesilmesine şahit olmuştu acı ile kıvranmaya ve bağırmaya başladı. Kılıcı yerine sokup çocuğa doğru yürüdü çocuk gözünü kapatmıştı. Adam:
-Adın nedir senin? Çocuk:
-Cihangir. Adam:
-O zaman iyi bak Cihangir eğer hırsızlık yaparsan olup olacağın bu adam işte bak ki ibret al. Dedi. Çavdaroğlu Sübyan mektebine yazdır çocuğu. Kadir, Kerem, Eren, Emir Han, Mehmet sizde bu gafilleri zindana atın. Hepsi birden eğilip:
(https://www.youtube.com/watch?v=gWmcF0Q2UIs)
-Emredersiniz Alemdar Hakan Paşa Hazretleri.
Herkes bir anda şaşırdı bazıları ''Alemdar Hakan Paşam çok yaşa'' ''Allah adaletinizi daim kılsın'' şeklinde şeyler söylemişlerdi.
TİFLİS
Tüfekçizade Ahmet ile Hakan, Gürcü sarayına yaklaşmışlardı sarayda Kral ziyafet veriyordu bir çok Gürcü soylusu da gelmişti. Tüfekçizade:
-Mübarek tüm ordu sarayı savunuyor. Hakan:
-Geçeriz bunları dert etme bizim derdimiz öldürmek olmalı.
Kadir yayını gererek bir askeri vurdu ve onun kılığına girdi. Ahmet'de birini öldürüp onun kılığına girerek saraya girdiler zaten direkt önlerinde ziyafet ile kendilerinden geçmiş soyluları gördüler neredeyse hepsi içkiliydi. Hakan:
-Çok güzel tamda iyi zamanlama. dedi. Tüfekçizade:
-Tabi benim istihbaratım daimi olarak doğru çıkar. Neyse gördüm kafiri. Hakan:
-Harbiden mi? Tüfekçizade:
-Gel gel bir yere gidiyor galiba bu.
Merdivenlerden yukarı çıkıp bir odaya giren General kıyafetini düzenliyordu aniden kapıyı açtığında Tüfekçizade:
-Gir ulan geri içeri!
Diyerek tekme atıp adamı içeri geri sokmuştu. Yerde olan General Lazaros:
-Kimsiniz siz? Noluyor?
Tüfekçizade:
-Ömer Paşamızın özel bir hediyesi olacaktı Kralınıza. General Lazaros:
-Siz Türksünüz. Tüfekçizade:
-Tamda yerine bastın. dedi. Aniden bıçağını General Lazaros'un kafasına soktu General o kadar ağır bir çığlık attı ki ziyafet de olan soylular neler olduğunu anlayamamışlardı ve yukarıya doğru çıkmaya koyulmuşlardı bile. Hakan:
-Geliyorlar nereden çıkacağız? dedi.
Tüfekçizade tam önüne baktı bir pencere idi bu Tüfekçizade:
-Tırmanmayı falan biliyon mu? Hakan:
-Evet? Tüfekçizade:
-O zaman iyi. dedi. Kafası ile işaret etti o gün Gürcüler odaya girdiklerinde ölü General ile karşılaşmışlardı...












SON 



Yükselişin Şanı
Moskof Kafiri - 1.Sezon 2.Bölüm
Alemdar Emir Han Paşamızın Özel Müziği
(https://www.youtube.com/watch?v=SZTnH-EdMo8)
Alemdar Hakan Paşamızın Özel Müziği
(https://www.youtube.com/watch?v=_c3S5enZ7xo)
Neyse başlayalım hqebtqkhtb
Saraya 7 atlı geldi hepside atından aynı anda indi Alemdar Emir Han Paşa kılıcını aniden bir bostancıya attı:
-Dikkat et daha yeni bileyledim.
Alemdar Hakan Paşa ile beraber 6 kişi de Saraydan içeriye girdi karşılamak için Uğur Paşa gönderilmişti Uğur Paşa:
-Paşam hoşgeldiniz. dedi. Alemdar Hakan Paşa:
-Sana saray çok yaramamış zayıflamışsın.
Bir anlık sessizlik oldu aniden iki Paşada birbirlerine sarıldılar. Uğur Paşa:
-Sonunda seni burada görmek nasip oldu. Alemdar Hakan Paşa:
-Eee ne yaparsın sınır görevleri biraz uzun sürer. Uğur Paşa:
-Padişah seni bekler çok ani kararlar aldı. Alemdar Hakan Paşa:
-Sadrazam istifa etmiş doğru mu? Uğur Paşa:
-Evet Mustafa Han sanırım yeni sadrazam seçmek istiyor. Alemdar Hakan Paşa Uğur Paşa'nın yanına yaklaşıp biraz sessiz bir biçimde:
-Doğrusu beni seçmek istiyor diyelim. dedi ve göz kırptı. Uğur Paşa:
-Olursan vallahi Moskof kafirini düşünemiyorum. Alemdar Hakan Paşa:
-Tek Moskof kafiri mi? Daha çok işimiz var. Emir Han Paşa:
-Rusları bir halledelim de.
Uğur Paşa biraz şaşkın bir şekilde baktı. Alemdar Hakan Paşa:
-Onun kusuruna bakma sarayda kalmadığı için kaideleri çok bilmez.
Uğur Paşa ile Alemdar Hakan Paşa ön sırada konuşarak Padişah'ın has odasına kadar geldiler. Hepsi beraber içeri girerek eğildiler. II.Mustafa Han:
-Hoş geldiniz. Alemdar Hakan Paşa:
-Hoş bulduk Sultanım.
II.Mustafa Han masaya oturdu ve konuşmaya başladı:
-Şimdi sizi ne için çağırdım bilir misiniz? Alemdar Hakan Paşa:
-Arzunuz vardır ancak ne olduğunu bilmemekteyiz.
II.Mustafa Han ayağa kalktı kılıcını kaldırdı ve mührü aldı. Mustafa Han şöyle dedi:
-Hangisi? Ölüm mü? Aydınlık mı?
Alemdar Hakan Paşa II.Mustafa Han'ın eteğini üç kez öpüp başına koyarak. Alemdar Hakan Paşa:
-Bu görevi benim gibi aciz bir kulunuza layık gördüğünüz için minnettarım Sultanım. Mustafa Han:
-Emir Han Paşa senide Serasker tayin ettim hayırlara vesile olsun.
Bu tayini kimse beklemiyordu herkes şaşırmıştı. Mustafa Han:
-Yarından tezi yok divan toplantısı yapılsın. Alemdar Hakan Paşa:
-Emredersiniz Sultanım.
Kapıdan çıktıklarında Emir Han Paşa anlayamıyordu nasıl oldu da Serasker olmuştu. Alemdar Hakan Paşa arkasına baktı:
-Haydi gel bugün benim konakta kalacaksın şaşkınlığını üzerinden at senin için önemli bir görev var.
REVAN
Revan Ordugahı karışmıştı herkes bağırışmalar ile etrafı destekliyor topçu atışlarına karşı topçu atışı yapılıyordu. Bazı Gürcü topçuları Osmanlı hatlarını rahatsız etmek amacı ile top atışına tutmuştu. Ağalar Revan Konağında toplanmışlardı Ömer Paşa:
-Bu kafirler! Bu hareketleri ile savaş açmış oldular! Tüfekçizade:
-Zaten orduları hazırdı düzenlemiş olduğumuz suikast ile onları zamanında tetiklemiş olduk. Ömer Paşa:
-Hakan tez bu akşam yola koyul İstanbul'a git Mustafa Han'a Gürcülerin savaş açtığı bilgisini ver. Hakan:
-Emredersiniz Paşam.
DİVAN
Alemdar Hakan Paşa içeri girerek divanı başlattı öncelikle şok bir haber vardı Avusturya bir çok cephede savaşmasına rağmen Osmanlı İmparatorluğuna İlan-ı Harp ettiğini göstermek üzere Belgrad yakınlarında olan Temeşvar'a saldırı düzenlemişti. Alemdar Hakan Paşa:
-Damat Ali Paşa kumandasında olan birlik ne durumda? Uğur Paşa:
-Takviyeyi beklemek üzere Yaş'ta ikamet ediyorlar Ruslardan bir saldırı haberi gelmedi. Alemdar Hakan Paşa:
-Emir Han Paşa tez takviyeyi al ve yola çık Kiev'i ele geçirmeden sakın dönmeyesin. Emir Han Paşa kafasını eğerek:
-Emr-u Ferman Sadrazamımızındır.

Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu x Rus İmparatorluğu
Komutanlar
Osmanlı İmparatorluğu: Alemdar Emir Han Paşa
Rus İmparatorluğu: Adam Sidelnikov
Güçler
Osmanlı İmparatorluğu: 1017 Asker
Rus İmparatorluğu: 1113 Asker
Sonuç
Kesin Osmanlı Zaferi. Kiev yolu açıldı.
Emir Han Paşa ve birlikleri gelmişti sonunda ilerleyiş başladı. Sınıra gelindiğinde Rus birlikleri Osmanlı birliklerini karşılamıştı. Emir Han Paşa ne yapacağını ilk başlarda bilemese de Rusları izlemesi için bir kaç atlı görevlendirdi. Sonunda 1 Ağustos Günü Ruslar harekete geçti. Rus topçuları Osmanlı hattını vurmaya ve kırmaya çalışıyordu atlıları daha fazlaydı. Alemdar Emir Han Paşa ön hatta Azapları ve Serhadkulu birliklerini koymuştu onlar ile ilerlemeye başladı. Sağ kanatta atlılar Serhadkulları üzerine saldırsalar da Azapların da şiddetli atış desteği ile atlıların çoğu mahvedildi. Rus topçuları sorun teşkil etmekteydi ve piyadeleri kollamak üzere öne çıkmıştı bu da çok büyük bir hata olmuştu Azaplar onlara cehennemi yaşatmıştı. Bu sırada Rus birlikleri daha fazla durmayarak ileri çıktılar ve hat savaşı başladı sağ kanatta bir birlik yüklenmeye çalışsa da Serhadkulu birliklerini çapraz atışa çeken Emir Han Paşa birliği mahvederek bozguna uğrattı. Sonunda Ruslar tüm hatlardan Osmanlı hatlarına gelmeye başladı. Azaplar hattın en zayıf tarafı olduklarından dolayı Cemaat Yeniçeriler ile desteklenmişlerdi Azaplar atış yaptıktan hemen sonra Yeniçeriler hücuma kalkarak Azaplara ilerleyen birliği geri çektirdiler ve Deli Süvariler ile geride olan Rus birliklerine yüklenmeye başladılar Ruslar için bozgun havası esmeye başlamıştı ancak Osmanlı orduları da baya kayıp vermişti. Zaferin fetihnamesini Emir Han Paşa İstanbul'a göndererek hızlı bir biçimde Kiev'e ilerledi. Kiev garnizon kumandanı Osmanlıların kayıplarını bilse de Emir Han Paşa Kırımlı birlikleri de yanına katarak Kiev'e ilerledi. Kiev çok kolay bir biçimde düşerek Osmanlı mülkü olmuştu.

KİEV
Emir Han Paşa şehire girerken atını şaha kaldırıp kılıcını çıkartarak askerlerine ilerleme emrini verdi Kiev o gün düşmüştü. Emir Han Paşa valinin konağına doğru gitti hepsinin öldürülmesi emrini vermişti. Bütün soylular oradaydı Emir Han Paşa içeri girdiğinde emrinin gerçekleştiğini fark etti kanlar içerisinde olan masaya baktı Kiev valisinin yanında olan baş sandalye'ye oturarak önünde olan yemeği yemeye başladı. Emir Han Paşa o hareketi ile Ruslar tarafından nefret edilmeye başlanmıştı. Gerçi Emir Han Paşa için bu nefret sorun değildi. Zira Emir Han Paşa'nın umrunda değildi. Bütün Ağalar içeri girdiğinde Emir Han Paşa:
-Payitaht-ı İstanbul'a haberi iletin. Kiev bundan gayrı Osmanlı mülküdür.
Bütün ağalar söz bittiği anda eğildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder